Woordenlijst
Leer werkwoorden – Turks

getirmek
Teslimatçı yemeği getiriyor.
brengen
De bezorger brengt het eten.

izin vermek
Depresyona izin verilmemeli.
toestaan
Men mag depressie niet toestaan.

kabul etmek
Bunu değiştiremem, bunu kabul etmek zorundayım.
accepteren
Ik kan dat niet veranderen, ik moet het accepteren.

özlemek
Seni çok özleyeceğim!
missen
Ik zal je zo erg missen!

durmak
Dağcı zirvede duruyor.
staan
De bergbeklimmer staat op de top.

sohbet etmek
Birbirleriyle sohbet ediyorlar.
kletsen
Ze kletsen met elkaar.

dinlemek
Hamile eşinin karnını dinlemeyi sever.
luisteren
Hij luistert graag naar de buik van zijn zwangere vrouw.

çalmak
Zilin çaldığını duyuyor musun?
rinkelen
Hoor je de bel rinkelen?

kaçınmak
Fındıktan kaçınması gerekiyor.
vermijden
Hij moet noten vermijden.

ayrılmak istemek
Otelinden ayrılmak istiyor.
willen verlaten
Ze wil haar hotel verlaten.

ziyaret etmek
Eski bir arkadaş onu ziyaret ediyor.
bezoeken
Een oude vriend bezoekt haar.
