Ordforråd
Lær verb – tyrkisk
ayakta kalmak
Artık kendi başına ayakta kalamıyor.
reise seg
Hun kan ikke lenger reise seg på egen hånd.
çekmek
Helikopter iki adamı çekiyor.
heise opp
Helikopteret heiser de to mennene opp.
üzülmek
Her zaman horladığı için üzülüyor.
bli opprørt
Hun blir opprørt fordi han alltid snorker.
aşmak
Balinalar ağırlıkta tüm hayvanları aşar.
overgå
Hvaler overgår alle dyr i vekt.
öne geçmesine izin vermek
Kimse onun süpermarket kasasında öne geçmesine izin vermek istemiyor.
slippe foran
Ingen vil slippe ham foran i supermarkedkassen.
kapatmak
Musluğu sıkıca kapatmalısınız!
lukke
Du må lukke kranen tett!
eşlik etmek
Köpek onlara eşlik eder.
følge
Hunden følger dem.
yemek
Bugün ne yemek istiyoruz?
spise
Hva vil vi spise i dag?
ölmek
Filmlerde birçok insan ölüyor.
dø
Mange mennesker dør i filmer.
vergilendirmek
Şirketler çeşitli şekillerde vergilendirilir.
beskatte
Bedrifter beskattes på forskjellige måter.
alışmak
Çocukların dişlerini fırçalamaya alışmaları gerekir.
venne seg til
Barn må venne seg til å pusse tennene.