Ordforråd
Lær verb – Turkish

getirmek
Köpeğim bana bir güvercin getirdi.
levere
Hunden min leverte ei due til meg.

ödüllendirmek
Ona bir madalya ile ödüllendirildi.
belønne
Han vart belønna med ein medalje.

cevap vermek
Bir soruyla cevap verdi.
svare
Ho svarte med eit spørsmål.

geri almak
Cihaz arızalı; satıcı onu geri almak zorunda.
ta tilbake
Apparatet er defekt; forhandlaren må ta det tilbake.

yorum yapmak
Her gün politikayı yorumluyor.
kommentera
Han kommenterer politikk kvar dag.

görmek
Gözlüklerle daha iyi görebilirsiniz.
sjå
Du kan sjå betre med briller.

dönmek
Bize doğru döndü.
snu seg
Han snudde seg for å sjå på oss.

dinlemek
Çocuklar onun hikayelerini dinlemeyi severler.
lytte til
Barna liker å lytte til historiene hennar.

yakmak
Paranı yakmamalısın.
brenne
Du bør ikkje brenne pengar.

konuşmak
Arkadaşıyla konuşmak istiyor.
uttale seg
Ho vil uttale seg til venninna si.

sergilemek
Burada modern sanat sergileniyor.
stille ut
Moderne kunst blir stilt ut her.
