어휘
동사를 배우세요 ― 터키어
içeri almak
Dışarda kar yağıyordu ve onları içeri aldık.
들여보내다
밖에 눈이 내리고 있었고, 우리는 그들을 들여보냈다.
sohbet etmek
Öğrenciler ders sırasında sohbet etmemelidir.
채팅하다
학생들은 수업 중에 채팅해서는 안됩니다.
çıkarmak
Buzdolabından bir şey çıkarıyor.
제거하다
그는 냉장고에서 뭔가를 제거한다.
zor bulmak
İkisi de veda etmeyi zor buluyor.
어려워하다
둘 다 이별 인사를 하는 것이 어렵다.
ödemek
Kredi kartıyla ödedi.
지불하다
그녀는 신용카드로 지불했다.
izin vermek
Depresyona izin verilmemeli.
허용하다
우울증을 허용해서는 안 된다.
evlenmek
Reşit olmayanların evlenmelerine izin verilmez.
결혼하다
미성년자는 결혼할 수 없다.
teklif etmek
Balığım için bana ne teklif ediyorsun?
제안하다
내 물고기에 대해 어떤 것을 제안하고 있니?
bırakmak
Sahipleri köpeklerini benimle yürüyüşe bırakıyor.
맡기다
주인들은 나에게 강아지를 산책시키기 위해 맡긴다.
bitmek
Rota burada bitiyor.
끝나다
이 경로는 여기에서 끝난다.
hazırlamak
Ona büyük bir sevinç hazırladı.
준비하다
그녀는 그에게 큰 기쁨을 준비했다.