Kelime bilgisi

Fiilleri Öğrenin – Almanca

cms/verbs-webp/85615238.webp
bewahren
In Notfällen muss man immer die Ruhe bewahren.
korumak
Acil durumlarda her zaman soğukkanlılığınızı koruyun.
cms/verbs-webp/26758664.webp
ersparen
Meine Kinder haben sich ihr Geld selbst erspart.
biriktirmek
Çocuklarım kendi paralarını biriktirdiler.
cms/verbs-webp/85871651.webp
wegmüssen
Ich brauche dringend Urlaub, ich muss weg!
gitmek ihtiyacı duymak
Acilen tatile ihtiyacım var; gitmeliyim!
cms/verbs-webp/85010406.webp
überspringen
Der Athlet muss das Hindernis überspringen.
üzerinden atlamak
Atlet engelin üzerinden atlamalı.
cms/verbs-webp/93221279.webp
brennen
Im Kamin brennt ein Feuer.
yanmak
Şöminede bir ateş yanıyor.
cms/verbs-webp/77581051.webp
bieten
Was bietet ihr mir für meinen Fisch?
teklif etmek
Balığım için bana ne teklif ediyorsun?
cms/verbs-webp/121670222.webp
nachfolgen
Die Küken folgen ihrer Mutter immer nach.
takip etmek
Civcivler her zaman annelerini takip eder.
cms/verbs-webp/73649332.webp
ausrufen
Wer gehört werden will, muss seine Botschaft laut ausrufen.
bağırmak
Duymak istiyorsanız, mesajınızı yüksek sesle bağırmalısınız.
cms/verbs-webp/40477981.webp
sich auskennen
Sie kennt sich nicht mit Elektrizität aus.
aşina olmak
Elektrikle aşina değil.
cms/verbs-webp/114091499.webp
unterrichten
Der Hund wird von ihr unterrichtet.
eğitmek
Köpek onun tarafından eğitiliyor.
cms/verbs-webp/102397678.webp
publizieren
Werbung wird oft in Zeitungen publiziert.
yayınlamak
Reklamlar sıklıkla gazetelerde yayınlanır.
cms/verbs-webp/91254822.webp
pflücken
Sie hat einen Apfel gepflückt.
toplamak
Bir elma topladı.