Vocabulário
Aprenda verbos – Turco

üzülmek
Her zaman horladığı için üzülüyor.
chatear-se
Ela se chateia porque ele sempre ronca.

geride kalmak
Gençlik zamanı onun için çok geride kaldı.
ficar para trás
O tempo de sua juventude fica muito atrás.

dışarı çıkmak istemek
Çocuk dışarı çıkmak istiyor.
querer sair
A criança quer sair.

katlanamamak
O şarkıyı katlanamıyor.
aguentar
Ela não aguenta o canto.

götürmek
Çöp kamyonu çöpümüzü götürüyor.
levar embora
O caminhão de lixo leva nosso lixo embora.

pratik yapmak
Kadın yoga pratiği yapıyor.
praticar
A mulher pratica yoga.

yayınlamak
Yayıncı birçok kitap yayınladı.
publicar
O editor publicou muitos livros.

yayınlamak
Reklamlar sıklıkla gazetelerde yayınlanır.
publicar
Publicidade é frequentemente publicada em jornais.

atlamak
Suya atladı.
pular
Ele pulou na água.

dolaşmak
Arabalar bir dairede dolaşıyor.
conduzir
Os carros conduzem em círculo.

sohbet etmek
Öğrenciler ders sırasında sohbet etmemelidir.
conversar
Os alunos não devem conversar durante a aula.
