Vocabulary
Learn Verbs – Turkish

karşısında bulunmak
Orada bir kale var - tam karşısında!
lie opposite
There is the castle - it lies right opposite!

düşünmek
Onu her zaman düşünmek zorunda.
think
She always has to think about him.

paylaşmak
Zenginliğimizi paylaşmayı öğrenmemiz gerekiyor.
share
We need to learn to share our wealth.

öğretmek
Coğrafya öğretiyor.
teach
He teaches geography.

keyif almak
O, hayattan keyif alıyor.
enjoy
She enjoys life.

hayal etmek
Her gün yeni bir şey hayal ediyor.
imagine
She imagines something new every day.

tartışmak
Meslektaşlar problemi tartışıyorlar.
discuss
The colleagues discuss the problem.

başlamak
Yürüyüşçüler sabah erken başladı.
start
The hikers started early in the morning.

doğum yapmak
Yakında doğum yapacak.
give birth
She will give birth soon.

daha ileri gitmek
Bu noktada daha ileri gidemezsin.
go further
You can’t go any further at this point.

tanıtmak
Yeni kız arkadaşını ailesine tanıtıyor.
introduce
He is introducing his new girlfriend to his parents.
