Vocabulary
Learn Verbs – Turkish

hasat yapmak
Çok fazla şarap hasat ettik.
harvest
We harvested a lot of wine.

girmek
O, otel odasına giriyor.
enter
He enters the hotel room.

kullanmak
Yangında gaz maskesi kullanıyoruz.
use
We use gas masks in the fire.

asılmak
İkisi de bir dalda asılı.
hang
Both are hanging on a branch.

karar vermek
Hangi ayakkabıyı giyeceğine karar veremiyor.
decide
She can’t decide which shoes to wear.

ticaret yapmak
İnsanlar kullanılmış mobilyalarla ticaret yapıyorlar.
trade
People trade in used furniture.

peşinden koşmak
Anne oğlunun peşinden koşuyor.
run after
The mother runs after her son.

talep etmek
Tazminat talep ediyor.
demand
He is demanding compensation.

konuşmak
Onunla konuşmalı; o kadar yalnız ki.
talk to
Someone should talk to him; he’s so lonely.

elde etmek
Çocuklar sadece cep harçlığını elde ederler.
have at disposal
Children only have pocket money at their disposal.

sınırlamak
Ticaret sınırlandırılmalı mı?
restrict
Should trade be restricted?
