Ordförråd
Lär dig verb – turkiska

beklemek
Kız kardeşim bir çocuk bekliyor.
vänta
Min syster väntar ett barn.

cesaret etmek
Suya atlamaya cesaret edemiyorum.
våga
Jag vågar inte hoppa i vattnet.

kullanılmamak
Bugün birçok kişi arabalarını kullanmamak zorunda.
lämna stående
Idag måste många lämna sina bilar stående.

önermek
Kadın arkadaşına bir şey öneriyor.
föreslå
Kvinnan föreslår något för sin vän.

çalmak
Kapı zilini kim çaldı?
ringa
Vem ringde på dörrklockan?

oturum açmak
Şifrenizle oturum açmalısınız.
logga in
Du måste logga in med ditt lösenord.

servis yapmak
Garson yemeği servis ediyor.
servera
Servitören serverar maten.

çalışmak
O, bir erkekten daha iyi çalışıyor.
arbeta
Hon arbetar bättre än en man.

var olmak
Dinozorlar bugün artık var olmuyor.
existera
Dinosaurier existerar inte längre idag.

karıştırmak
Çeşitli malzemelerin karıştırılması gerekiyor.
blanda
Olika ingredienser måste blandas.

izin vermek
Depresyona izin verilmemeli.
tillåta
Man bör inte tillåta depression.
